Horlama Cerrahisi

Horlama, üst solunum yollarından geçen havanın, boğaz bölgesinden geçişi sırasında yumuşak dokunun titremesiyle oluşan sestir. Uyku sırasında dil kökü, damak ve küçük dilin boğaz ile birleştiği alan bir miktar daralır. Hava yolunun daralmasına bağlı olarak nefes alıp verirken ortaya çıkan sesin şiddeti, solunum yolunun ne kadar dar olduğuna bağlı olarak farklılık gösterir. Yetişkinlerin yaklaşık olarak %45’i bazen, %25’i ise devamlı horlar. Horlayan kişilerin yaklaşık olarak %5’inde şiddetli horlama görülür. Çocukluk çağında ise horlamanın görülme oranı %12 civarındadır.

Horlama, var olan enfeksiyon hastalıklarının yarattığı etki ile artabileceği gibi horlamanın şiddeti, uyku pozisyonu, yaş ve kilo ile paralel olarak artar. Basit horlama olarak bilinen solunumun kesilmesine ya da uykunun bölünmesine yol açmayan horlama şikayeti, kişiye herhangi bir zarar vermez. Ancak bu durum evde birlikte yaşanan kişilerin uykusunun bölünmesine ya da uyku kalitelerinin düşmesine sebep olabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu ise horlamaya eşlik eden, solunumun kısa süre ile kesilmesine yol açan önemli bir rahatsızlıktır. Bazen bir gecede onlarca hatta yüzlerce kez tekrarlayan solunumun durması, pek çok sağlık problemine yol açabilir. Bu yüzden horlama sırasında çıkan sesin şiddetinden ziyade eşlik ettiği semptomlar önemlidir. Horlama tedavisi hakkında bilgi vermeden önce horlama nedir bunu iyi anlamak gerekir.

Horlama Neden Olur?

Horlama, çoğunlukla pozisyona bağlı olarak görülse de yorgunluk, uykusuzluk, sigara ve alkol tüketimi, var olan enfeksiyon hastalıkları ve kullanılan ilaçlar da horlamayan kişilerin horlamasına; horlayanların da daha şiddetli horlamasına yol açar. Uyku sırasında geniz bölgesinde yer alan yumuşak doku bir miktar gevşer. Bu gevşemeye bağlı olarak nefes alıp vermek güçleşir. Hava akışının bu bölgede oluşturduğu türbülans, yumuşak dokuların titreşmesine yol açar. Oluşan bu titreşim de horlama olarak tanımlanan sesin oluşmasını sağlar. Horlama yüzünden yeterince oksijen alamayan ya da almak için uğraş veren kişi, sabahları yorgun, hâlsiz ve uykusuz olarak uyanır. Ancak kişi horladığının farkında olmadığı için bu durumdan şüphelenmez. Basit horlama olarak tanımlanan bu durumu kişi ancak diğer kişilerin horlama sesinden rahatsız olması durumunda öğrenir.

Horlama Nasıl Tedavi Edilir?

Uyku sırasında solunumun kesilmesine neden olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafif yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması gibi çözümler de önlenebilir. Horlama nasıl geçer sorusuna verilebilecek en basit yanıt budur. Ancak tüm bunlara rağmen horlama şiddeti azalmıyorsa kişi kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır.

Hekim tarafından yapılan muayene ve ek tetkikler sonucunda horlamaya neden olan etkenler saptanır ve uygun tedavi düzenlenir. Bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşım ile ağız içi alet kullanımı önerilebilir. Ağız içi alet, diş hekimleri tarafından kişiye özel olarak yapılan, uyku öncesi ağza takılarak, dilin arkaya doğru hareket etmesini engelleyen ve ağız içi boşluğun artırılmasını sağlayan bir tür protezdir. Bir diğer tedavi yöntemi de cerrahi operasyondur. Ancak basit horlamaya bağlı olarak operasyon yapılmadan önce kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uykusunun incelenmesi gerekir. Bazı durumlarda horlama, rahatsızlık olarak değil, bir belirti olarak da ortaya çıkabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu olarak adlandırılan bu rahatsızlık dünya çapında %3 oranında görülse de 50 yaşın üzerindeki kilolu erkeklerde bu oran %50’ye kadar yükselir. Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp ve beyin damarları etkilenir. Cinsel isteksizlik, migren, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların yanı sıra kalp krizine de yol açabilir.