Kulak Tüpü Uygulaması

Kulak zarı, dış kulak ile orta kulağı ayıran bir duvar şeklindedir. Kulak zarının dışa yakın tarafında dış kulak yolu vardır ve dışarıdaki havaya açıktır. Kulak zarının iç tarafında da orta kulak vardır. Orta kulağın da normalde hava ile dolu olması gerekir. Orta kulağın havası, orta kulağı genze bağlayan östaki borusu yardımı ile oluşur. Eustachian (Östaki) borusunun bir ucu genizde bir ucu orta kulaktadır. Kişi nefes alıp verdikçe, yutkundukça ve esnedikçe Östaki borusu çok kısa bir süre açılıp kapanıp orta kulak basıncının dış atmosfer basıncına göre dengelenmesini sağlar. Sürekli aktif bir fonksiyonu vardır çünkü dışarıdaki hava basıncı sürekli değişir. Havanın sıcak olduğu yaz günlerinde basınç azalır. Yağmurlu bulutlu olan günlerde basınç artar.

Sıcaklığın hep sabit olduğu bir dönemde bile olsa deniz seviyesine, kişinin olduğu yere göre hava basıncı değişir. Dağların tepesine çıktıkça, uçakla yükseldikçe yukarıdaki atmosfer kalınlığı inceldiği için hava basıncı azalır. Dağın tepesinden, uçaktan daha aşağı deniz seviyesine inildiği zaman basınç artar. Her türlü basınç değişimine karşı zarın arka tarafı orta kulak basıncının ayarlanması gerekir.

Örneğin deniz kıyısından bir dağın tepesine çıkıldığında dışarıdaki basınç azaldığı zaman orta kulak basıncı fazla gelir. Bu durumda orta kulağın fazla basıncı östaki borusundan genze atılır. Bu çok kolay, kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Ancak tersi durumda, uçak yolculuğunda ya da yüksek rakımlı bir yerden deniz seviyesine inildiğinde, dışarıdaki atmosfer basıncı giderek artmaya başladığında orta kulak basıncı düşük kalır. Zarın dış tarafındaki basınç giderek artar, zarı orta kulağa doğru itmeye başlar. Bu itme sonucunda önce kulak tıkanıklığı, sonrasında ağrı oluşur. Orta kulağın bu sırada yutkunma veya esneme ile genizden hava alması gerekir. Bu genizden hava alma işi olmuyorsa problem yaşanmaya başlar.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarında burun ve geniz bölgesindeki dokular hastalık nedeniyle şiştiği için östaki borusu çalışamaz hale gelmiştir. Sadece grip, nezle olunan zamanlarda sorun yaşanmaz. Bir de geniz bölgesinde yer kaplayan bu östaki borusunun genze bağlı olduğu yerin ağzını kaplayacak şekilde bir hastalık varsa problem oluşur. Bu çocuklukta geniz eti sebebiyle oluşan rahatsızlıklarda daha sık görülen bir tablodur. Geniz eti tam da östaki borusunun olduğu bölgede büyür. Orta kulak ile geniz arasındaki hava akışını engelleyecek şekilde kitle oluşturur.

Bazen geniz kanserlerinde de bu durum görülebilir. Genizde yer kaplayan kanser dokusu varsa, bu hastalık orta kulağın havalanmasını engeller. Bu durum bazen yarık damak, bazı kemik anomalisinden kaynaklanan sendromlar, kas hastalığı gibi sebeplerle de gelişebilir. Her ne sebeple olursa olsun östaki borusu çalışmıyor ise ve orta kulağa yeterince hava geçişi yoksa orta kulağın kronik bir şekilde havasız kalacaktır. Her ne sebeple olursa olsun havalanmanın olmadığı durumlarda orta kulakta oluşan negatif basınç beyin tarafından algılanır çünkü kulak içinde özel sensör hücre ağları vardır. Bu hücre ağları basınç değişikliklerinden etkilenir ve beyine bu bilgiyi taşıdığında, beyin tükürük bezlerine salgı yapma emri verir. Böylece ağızda biriken salgı yutulurken östaki borusu kasları çalışır. Bu kaslar çalışırken de orta kulağın havalanması sağlanır.

Ancak mekanik bir engel ile tükürük yapılıp yutulmasına rağmen orta kulağa hava taşınmıyorsa ve bu durum günlerce, haftalarca devam ederse bu sefer ikinci mekanizma devreye girer. Orta kulaktaki dokular, salgı yapar hale dönüşür ve bir sıvı üretilip havalanmayan orta kulak bölgesi kulağın kendi kendine ürettiği salgı ile doldurulur. Bu reaksiyon inflamatuar reaksiyonların sonucunda da gelişebilir. Orta kulakta biriken bu sıvı zara dışarıdan atmosferin yapmış olduğu basınca içeriden destek olmaya başlar. Böylece kulak zarı ve orta kulak yapıları bir süreliğine bir şekilde korunmuş olur. Orta kulağın havalanma sorunu aylarca uzun süreli devam ederse oluşan bu sıvı, zamanla bekleyerek kıvamı artar, koyulaşır ve orta kulaktaki diğer yapıları bozmaya başlar. Orta kulakta çekiç, örs, özengi gibi ses enerjisini zardan iç kulağa taşıyan kemikçikler vardır. Yoğunlaşmış orta kulak sıvısı içinde gerek kulak zarı, gerek bu kemikçiklerin hareket kabiliyeti kısıtlanarak sonuçta işitme fonksiyonunda azalma meydana gelir.

Böyle bir tabloda, burnun genizden havalanma umudu kalmamışsa o zaman kulak zarı dışarıdan çizilir, kontrollü bir şekilde kulak zarının bütünlüğü bozulur. Yani kulak zarına bir delik açılır. Bu delikten orta kulakta biriken su vakum sağlayan emici aletlerle çekilir. Kulak zarına yapılmış olan çizikten dışarıdaki havanın orta kulağa dolmasına izin verilir. Böylece orta kulak alternatif bir yolla havalandırılmış olur. Bu işlem o anlık hava girişini sağlar ancak orijinal havalanma yoluna müdahale edilecek bir işlem yapılmamışsa ve çizik kendi haline bırakılırsa, en fazla 2 gün içinde bu çizik iyileşir, kapanır ve hastalık tekrarlar. Yeniden orta kulakta sıvı birikmeye başlar. Bu nedenle kulak zarına yapılan kontrollü çizik sonucu olaşan delik kapanmasın diye, kulak zarının iyileşmesini engellesin diye araya bir kanal yerleştirilir. Buna tüp denir.